Fatih Sultan Mehmet ekonomiyi nasıl yönetti? Döneminde kaç kez devalüasyon yapıldı? İşte Fatih'in ekonomi politikaları




Fatih Sultan Mehmet, Netflix'in Osmanlı-İmparatorluğun yükselişi dizisiyle yeniden gündeme geldi. Osmanlı tarihinin en bilinen padişahlarından, dünyada bir çağı kapatıp, çağ açan imparator olarak bilinen Fatih Sultan Mehmet ekonomiye nasıl yönetti? Döneminin para ve maliye politikaları nasıldı? İstanbul'un yeniden imarını nasıl finanse etti. İşte Fatih Sultan Mehmet döneminin ekonomi politikaları.

Netflix, Osmanlı-İmpartorluğun yükselişi-Rise of Empires Ottoman-dizisini yayınladı. 6 bölümlük diziyi beğenenler ve beğenmeyenler olarak yine ülkeyi ikiye böldü!
Dizi, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinin hikayesini padişahın çocukluğuna göre dönülerek büyüme sürecinde yaşadığı sevinçler, travmalar ,aldığı eğitim ekseninde uzman görüşleri eşliğinde anlattı.

EKONOMİSAYFASI olarak biz dizinin anlatımı, ya da sanatsal yaklaşımı ile ilgilenmiyoruz. Bu yazının konusu Fatih Sultan Mehmet'in ekonomi politikaları. Fatih Sultan Mehmet Osmanlı Padişahları arasında farklı bir yeri vardı. Fatih eğitimi, vizyonu, stratejik bilgisi ile bugünün liderlik kitaplarına örnek olacak nitelikte işler yaptığı bilinen gerçek.
Fatih Osmanlı Devleti'ni,, imparatorluk haline getiren padişah olarak da bilinir. Ancak bunu gerçekleştirmek sadece toprak alarak, savaşarak olmuyor. Fatih imparatorluğa giden yolda ülkenin ekonomik altyapısına ilişkin kararları ile de biliniyor. Fatih Sultan Mehmet'in ekonomi ile ilgili aldığı kararlar zaman zaman büyük hoşnutsuzluklara yol açtı..

FATİH'İN DEVALÜASYONLARI
Fatih Sultan Mehmet,  yoğun seferler ve harap olan İstanbul'un yeniden inşaa gibi faaliyetler için önemli miktarda kaynağa ihtiyaç duyuyordu. Bunun için piyasadaki mevcut gümüş para çekilip yerine yeni akça kesiliyordu (çıkarılıyor). Fatih bunu 1462, 1470, 1475 ve 1477 yıllarında tam dört kez yaptı. Ancak sorun şuydu. Her seferesinde paradaki gümüş miktarı azalıyordu. Yapılan bir hesaplamaya göre 1450 yılında her 100 dirhem gümüşten 278 akça basılırken, bu rakam 1475 yılına gelindiğinde 355-457 aralığına yükselmişti. Yani akçadaki gümüş miktarı azalıyordu
Fatih her yeni akça çıkardığında eskisini tedavülden kaldırıyor, herkesin parasını Darphane'de değiştirmesini istiyordu. Fakat her seferinde her 12 akça yerine 10 akça veriyordu. Her değişimde aslında yüzde 17 vergi alıyordu. Gümüşün ticari değeri esas tutuluyordu.
Fatih Sultan Mehmet bu işi oldukça sıkı tututuyordu. Her akça çıktığında eskisi yasaklanıyordu. Eski akça saklamak suçtu, herkes elindeki külce gümüş veya akçayı daprhaneye getirmek zorundaydı. Eski akça saklayanları bulmak için 'Gümüşarayıcı' kullar adı verilen kişiler görevlendirildi.
Fatih'in devalüasyonlarının halk üzerinde oldukça olumsuz etkisi olmuştu. Hatta 1481 yılında Fatih'in ölümüyle ayaklanmalar çıkmış yeni Padişah 2.Bayezıd yeni akça çıkarmama koşuluyla tahta oturabilmişti. (Bk.. Halil İnalcık, Osmanlı ve Modern Türkiye)


İLTİZAM YOLUYLA VERGİ UYGULAMALARI
Fatih Sultan Mehmet Osmanlı Devlet arazilerine yönelik (mukataa) sert kanunlar uygulayarak Hazine gelirini arttırmıştır. 'Tarihçilerin kutbu' lakabıyla bilinen ünlü tarihçi Prof.Dr Halil İnalcık'ın yaçdığı 'Devlet-İ Aliyye' kitabında konu şu şekilde aktarılır:

"Fatih, tuz sabun, mum gibi zaruri ihtiyaç maddelerini bölge bölge mukata'a'ya yani iltizam verme yöntemini ölçüsüz kullanmış, bundan hazine için büyük gelirler sağlamıştır. Onun bu mukatalara dağir kanunları, sert önlemler içermektedir. Aşıkpaşazade bunları, Osmanlı ülkesinde o zamana kadar görülmemiş zulümler olarak protesto eder, aslen bir İtalyan Yahuisi olan Vezir Hekim Ya'kub'un bu kötü yenilikleri memlekete soktuğunu iddia eder.'

İnalcık hocanın kitabında da belirttiği mukata sistemi o dönem oldukça yaygın kullanılan sistemdir. Mukata devlet arazisine ait olan toprakların bir bölümüne verilen addır. Mukata topraklarının geliriz iltizam yoluyla (iltizam sistemi nedir nasıl işler. Açıklama yazının en altında) toplanır ve geliri devlet hazinesine giderdi.


VAKIF VE MÜLK TOPRAKLARININ DEVLETLEŞTİRİLMESİ

Fatih Sultan Mehmet Ekonomi ile ilgili sadece mukataları kullanma biçimi ile de hatırlanmaz. Fatih'in hoşnutsuzluk yaratan bir başka uygulaması da vakıf ve mülk topraklarının büyük bir kısmının devlet toprakları(o günkü adıyla mıri arazi) haline getirip daha sonra tımar olarak askeri sınıfı dağıtmıştır. Gelin Fatih'in bu uygulamasını da Prof Dr. Halil İnalcık'tan aktaralım:

"Bu gibi toprakların çoğu aslında daha önce mıri arazi olup çeşitli yollarla vakfı ve mülk haline gelmişti. Fatih, bu gibi toprakların belge ve durumlarını araştırarak bazı esaslara göre bunları (mesela binası yıkılmış vakıfları) mıri toprak haline getirdi. Tursun Bey'e göre 20 bin köy ve mezra devlete mal edilmiş ve timar sipahilerine dağıtılmıştır. Bu reformun asıl amacı kuşkusuz asker dirliklerini artırmak, seferler için asker sağlamaktı. Bu reformun sonucu zarar gören geniş bir kitle özellikle zaviye yöneten dervişler o zümün veziriazam olan Karamani Mehmed Paşa'ya kin beslemeye başladılar. "

İnalcık, bu kararların o dönem babası Fatih Sultan Mehmet ile arası açık olan Amasya Valisi Şehzade Bayezid'in muhaliflerin toplanma merkezi olmaya başladığını yazar.



AÇIKLAMALAR

İltizam Osmanlı devlet gelirlerinin (vergilerin) bir bölümünün belli bir bedel karşılığında devlet tarafından kişilere devredilerek toplanması yöntemi.
Vergiyi toplamayı üstlenen kişiye "mültezim" denirdi. Mültezimler bir tür müteahitti. Arttırma sonucu iltizamı üstlenen mültezim, böylece devlete karşı belli bir ödeme yapmayı taahhüd ederdi.Orta Çağ'da Fransa ve Almanya'da da uygulanan iltizam sistemi Osmanlı İmparatorluğu'nda yıllıklı eyaletlerde uygulanırdı. 16. yüzyılın sonlarından itibaren, uzun süren savaşlar ve ticaret yollarının değişmesi Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisini bozarak hazinede nakit para açığına sebep oldu. Bu nedenle Tımar sisteminin uygulandığı eyaletlerde de iltizam uygulanmaya başlandı ve Tımar sistemi bozuldu.
İltizam yönteminde vergi daha çok ürün olarak toplanırdı; nitekim Osmanlılar'da da aşar, iltizam yöntemiyle toplanırdı. Bu yöntemde, mültezim devlete yaptığı ödemeyi karşılamak ve kendine kâr sağlamak için köylüler üzerinde büyük baskı uygulamak durumundaydı. Vergi toplamada büyük keyfiliklere yol açan bu yöntem zamanla yerini çağdaş vergilere bıraktı. İltizam usulü diye bilinen bu özel girişim niteliğindeki mali birim mukataalarda uygulanıyordu.

Mukataa: Osmanlı Devleti'nde miri arazinin alt kollarından biridir. Geliri doğrudan devlet hazinesine giderdi. Bu toprakların geliri iltizam yoluyla toplanırdı.
Mültezimler açık arttırmayla çıkarılan mukataayı bırakacağı kâr hakkındaki tahminlere göre kıymetlendirdikten sonra devlete tekliflerini yapardı. Hazine teklif verenler arasından en yüksek teklifi yapan mültezime Tahvil adı verilen ve genellikle 1 ila 3 yıl arasında değişen bir devre için, o mukataayı vergilendirme hakkını devrederdi. (Hazine mültezimden senet ve kefil isterdi. Sorumluluğu yerine getiremez ise malları müsadere edilirdi.)


Bu yazı büyük tarihçi Prof.Dr Halil İnalcık'ın araştırmalarından faydanılarak kaleme alınmıştır.
Faydanılan kaynaklar: Devlet-İ Aliyye/Halil İnalcık-Türkiye İş Bankası Yayınları, Osmanlı ve Modern Türkiye/Halil İnalcık-TİMAŞ