Kredi derecelendirme kuruluşlarına neden bu kadar tepki var? Kredi derecelendirme sisteminin açıkları neler? Piyasanın büyük oyuncuları yatırımcıları nasıl mağdur edebiliyor?


Moodys’in Almanya’nın kredi notunun görünümünü düşürmesi ardından kredi derecelendirme kuruluşları tekrar gündeme geldi. Kredi derecelendirme kuruluşları özellikle son dönemde çok eleştiriliyor. Gerçekten de kredi derecelendirme işi suistimale çok açık ve yatırımcı mağdur olabiliyor. Şimdiye kadar mevcut sisteme göz yuman hükümetlerse ancak son dönemde tepkilerini ortaya koymaya başladı. Kredi kuruluşları ve kredi derecelendirme piyasası hakkında yatırımcıların bilmesi gereken gerçekler. Sistem nasıl yatırımcının değil de kredi derecelendirme kuruluşu müşterilerinin çıkarı doğrultusunda işliyor. Kredi derecelendirme piyasasında nasıl bir TEKEL var?


Standard&Poors ve Moodys küresel derecelendirme piyasanın %80’ine hakimler. Bu iki devin arkasındansa Fitch geliyor. Bu 3 şirket neredeyse kredi derecelendirme pazarının tamamına sahipler. Diğer ufak derecelendirme şirkterinin adı hemen hemen için duyulmuyor. S&P ve Moodys bu kadar büyük bir piyasa payına sahip olunca da oyunun kurallarını istedikleri gibi yazabiliyorlar çünkü müşteri kaybetme korkuları pek yok.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının iş modeli de suistimale açık. Diyelim ki ben bir bankayım ve sermaye sağlamak için tahvil ihracı aracılığıyla borçlanacağım. Bazı büyük fonlar sırf kredi derecelendirme kuruluşları tarafından notlanmış tahvilleri alır. Ben de bu yatırımcıları kaçırmak istemediğim için bir derecelendirme kuruluşuna gideceğim ve “Benim tahvillerimi notlayın, karşılığında size para vereceğim” diyeceğim.

Benim borcumu derecelendirmesi için, kuruluşa borcu satan olarak ben para vereceğim

Kredi derecelendirme kuruluşları eğer benim tahvilime çok düşük bir not verirlerse ben piyasadan yeteri kadar borçlanayabilirim. Yada yüksek faiz ödemek zorunda kalırım. Yani kredi derecelendirme kuruluşunun verdiği not direk olarak benim sermaye durumumu ve karımı etkiliyor. Hal böyle olunca da bana düşük not veren derecelendirme kuruluşuyla tekrar çalışmak istemem.

İşte kredi derecelendirme kuruluşları da bunu bildiği için müşterilerine yüksek not verme eğilimde oluyorlar. Lehman Brothers batmadan önce notu en yüksek seviye olan AAA idi. Aynı şekilde mortgage devleri FANNIE MAE ve FREDDIE MAC’in notları devlet kurtarmasından hemen önce de AAA idi.

Kredi derecelendirme kuruluşları karlarını artırmak için yatırımcıyı mağdur edebiliyorlar. En azından sistem buna olanak sağlıyor.