Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ankara
Ticaret Odası Kongre Merkezi'nde düzenlenen Müstakil Sanayici ve İş Adamları
Derneği'nin (MÜSİAD) Geleneksel İftarı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye ve dünya
ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Orta gelir tuzağının (Gelir
seviyesini orta düzeye ulaştırdıktan sonra daha üst seviyelere çıkaramamak)
Türkiye için önemli bir risk olduğunu belirten Babacan, şöyle konuştu:
''Biz
2002'de 3.500 dolarlık bir kişi başı milli gelirle başladık. Geçen yılı 10 bin
400'le kapattık. Yani dolar bazında 3 misli bir artış, ama bundan sonrası ile
alakalı eğer bazı reformları zamanında yapmazsak, bazı adımları zamanında
atmazsak Türkiye hedeflediğimiz 20-25 bin dolarlar mertebesine ulaşamayabilir.
Bunların başında eğitim geliyor. Çünkü ekonomide en önemli faktör, en önemli
unsur insandır. O Gayri safi yurt içi hasıla dediğimiz rakamların farklı farklı
hesap metodu var. Onlardan birisi de o ülkede oluşturulan katma değerlerin
toplamıdır. Ama o yüksek katma değer ancak yetişmiş insan gücüyle olur.
Türkiye'nin şu anda 25 yaş üstü nüfusunun almış olduğu eğitim ortalama 6,5 yıl.
Yani çalışma nüfusumuza baktığımız zaman ortalama 6,5 yıl okulda kalmış.
Böylesine ortalama bir eğitim yapısıyla Türkiye'nin üretebileceği, oluşturabileceği
katma değer, Türkiye'nin ekonomik büyüklüğü sınırlıdır. Bunun ötesine geçmemiz
ancak dediğim gibi daha iyi eğitilmiş bir nüfusla olabilir. Biz bir çok konuda
çok önemli adımlar attık, ama eğitim konusu son 10 yılın muhasebesini
yaptığımızda arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağladığımız bir alan değil. Belki
nicelik olarak, dershane sayısı, okul sayısı, internet erişimi sayılarına
baktığımız zaman tamam, ama nitelik konusunda daha alacağımız uzunca bir mesafe
var.
