Geçmişte Merkez Bankası bu dili çok kısa süre
kullanmıştı. Ben o zaman başkan yardımcısıydım. Başkanımız ‘Türkiye’de bu tür
lobiler vardır’ derdi. Fakat daha sonra bu terminalojiyi Merkez Bankası olarak
biz hiç kullanmadık. 6-7 yıldır bu dilden hiç konuşmuyoruz.
-Peki o zaman faiz lobisi yok mu?
Merkez Bankası için bundan bahsetmenin hiç bir faydası
yok
BAŞÇI'NIN RÖPÖRTAJININ ÖNEMLİ BÖLÜMLERİ İÇİN HABERİN DEVAMINI TIKLAYIN
BAŞÇI'NIN RÖPÖRTAJININ ÖNEMLİ BÖLÜMLERİ İÇİN HABERİN DEVAMINI TIKLAYIN
-Sizin faiz koridoru
uygulamasını çok yenilikçi bulundu. Stanley Fischer sizin uygulamanızın
başarılı olursa diğer ülke merkez bankaları tarafından da kullanıbileceğini
söyledi. Sizce burada faiz koridoru uygulaması ile ilgili nasıl tepkiler
aldınız?
Aslında gündem bu değil. Daha geniş bir perspektifle. Merkez
Bankası’nın araç çeşitliliği her zaman bir avantajdır. Biz iki ayda bir MB
başkanları olarak Basel’de biraraya geliyoruz. Orada dikkatle izleniyoruz.
Çünkü bir miktar politika esnekliği bizde daha fazla. Bunun faydalarını şimdiye
kadar gördük bundan sonra da göreceğimize inanıyorum.
-İçeride faiz
koridoru uygulamasını eleştirenler yok değil. Başbakan faiz lobisinden
bahsederken, sizin uyguladığınız faiz koridorunun faizi artırdığını söyleyenler
de var. Eğer sizin bu uygulamanız olmasaydı, faiz ne olurdu?
Teknik detaylara girmeye gerek yok. Yaptığımız şey zaman
zaman ek parasal sıkılaştırma gerekebiliyor, zaman zaman da faiz oranlarını
düşürmek gerekebiliyor.2011 yılının ilk yarısında da daha ziyade öyleydi, o
zaman faiz koridorunu güneye doğru genişletebiliyorduk, daha ziyade faizin
düşmesine izin veriyorduk. Oradaki neden TL’de bir değerleme eğilimi vardı.
Şimdi de Ağustos ayından itibaren tersi bir gelişme vardı. TL likiditesini
ayarlıyoruz. Hem TL’nin aşırı değerlenmesinin hem de aşırı değer kazanmasının
önüne set çekti.
Bu
kadar faiz koridorunun olması öngörülebirliği zedelemiyor mu?
Neyin öngörülebilir olduğuna bakmak lazım. Uyguladığımız
poliktikalar döviz kurlarındaki oynaklığı azaltıyor. TL gelişmekte olan paralar
arasında nispeten daha az oynak. Bunun arkasındaki en önemli neden para
politkası.
-Sizce
faiz lobisi var mı?
Geçmişte Merkez Bankası bu dili çok kısa süre kullanmıştı. Ben
o zaman başkan yardımcısıydım. Başkanımız ‘Türkiye’de bu tür lobiler vardır’
derdi. Fakat daha sonra bu terminalojiyi Merkez Bankası olarak biz hiç kullanmadık.
6-7 yıldır bu dilden hiç konuşmuyoruz.
-Peki o
zaman faiz lobisi yok mu?
Merkez Bankası için bundan bahsetmenin hiç bir faydası yok
Türkiye yumuşak inişini gerçekleştirdi. Bizde o kadar
yumuşak iniş olduki kimse farketmedi. 2011’deki amacımız neydi. Kredilerin
yavaşlatılması gerekiyordu ve TL’de aşırı değerlenmenin önüne geçmek
gerekiyordu. Şu anda hiçbir risk kalmadı. Ama şartlar değişebilir, değişirse
ona göre tedbir alınır.
-FED’den
yeni kararlar. Siz TL’nin değerlenmesini istiyordunuz. FED’in bu adımlarının TL’yi
daha da değerlendirebileceği söyleniyor. FED’in bu kararlarından sonra TL’nin
aşırı değerlenme riski var mı?
Analizi çok karıştırmamak lazım. Fiyat istikrarı esas. MB’de burada esas oyuncu. Orada ister döviz
kurlarından olsun, isterse talep tarafında olsun ister beklentilerden olsun
görünümü bozabilecek bir şok gelirse MB onu bertaraf edecek politika
tedbirlerin almak gerekirse onu alıyor. Her türlü duruma hazırlıklıyız.
Enflasyon konusunda hedefin oldukça üzerindeyiz. Biz bir an önce enflasyonun
tek haneyi inmek istiyoruz. Normal şartlarda bunun mayıs ayında olması
bekleniyordu. Bugünkü şartlarda bunun daha erken olma şansı belirdi.
-Peki
TL’de aşırı değerlenme riski görüyor musunuz?
Orada Türkiye önemli bir rekabet avantajı yakaladı. Gerek
gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelere karşı. İhracatta önemli bir artış
gözleniyor. Bu avantajı bir süre daha kullanmamızda fayda olabilir. O hassas
dengeyi gözetiyoruz. Diğer taraftan enflasyon bir an önce tek haneli seviyelere
gelsin. Bu iki amacı birarada gözetiyoruz. Ama fiyat istikrarı daha önemli.
-FED’in
kararlarının ardından MB’nin politika değişikliğine gitmesi olasılığı var mı?
Mutlaka etkisi olabilir. Dünyada ne kadar uzun süre bol ve
ucuz para olacağı sorusuyla alakalı bu. Şimdi 2014 yılına kadar uzatıldı
politaka faizinin değişmemesi durumu. Bu çok önemli bir karar. Bir anlamda
Avrupa Merkez Bankası’nın yaptığının Amerikan versiyonu. ECB üç yıl vadeli
isteyene istediği kadar yüzde 1’den borç veriyordu. Birincisini yaptı,
ikincisini şubat sonunda yaptılar. Bunun benzerini ABD’liler sözle yaptılar. Bu
bir parasal genişleme anlamına gelir. Merkez bankalarının araç çeşitlemesine
ihtiyacı var.