Ateşböceğiyle,
karıncanın hikayesi gibi oldu. İngiltere dünyanın 19. Yüzyıldaki süper gücü. 20
yüzyılın neredeyse bu ünvanını koruyan ülke. Üzerinde güneş batmayan
imparatorluk. Bugünlerde dünyanın en büyük altıncı büyük ekonomisi olma
özelliğini kaybediyor. Hem de kime? 20 yıl önce yüksek enflasyonla, siyasi
karışıklarla uğraşan gelişmekte olan ülkelerin yeni devi Brezilya’ya.. Brezilya
özellikle Lula ile birlikte mali disiplinle birlikte gerileyen enflasyonla
rahatlatı. Daha sonra ülkeyi özellikle yeni bulunan doğal kaynakların da
etkisiyle borç sarmalından kurtuldu. Dünyanın önemli emtia üreticilerinden olan
Brezilya dünyanın 2000’li yıllardaki hızlı büyümesinde artan emtia fiyatlarından
pozitif etkilendi. Ancak bu sırada yeni ve verimli alanlara yatırım yapan, bu
alanları teşvik eden stratejisi ile Brezilya sürdürülebilir büyümenin önemli
bir örneği oldu. Brezilya ekonomisinin halen yüzde 26’lık kısmı imalat
sanayinden oluşuyor. Tarımın yüzde 6’lık payı var. Hizmet sektörünün payı ise
yüzde 67’ler seviyesinde. Brezilya’nın toplam milli gelirinin 2011 yılında 2.2
trilyon dolara yaklaşması bekleniyor.
Toplam 2,3 trilyon
dolarlık ekonomik büyüklüğe sahip İngiltere ise özellikle Margaret Thatcher
döneminde başlattığı özelleştirme uygulamalarıyla hantal, kamunun ağırlığının
yüksek olduğu ekonomiyi daha verimli hale getirmeyi başarmıştı. İngiltere
Londra bazlı hizmet sektörünü özellikle de finans sektörünü destekleyerek,
Avrupa’nın finans merkezi olmayı başardı. Sanayi devriminin gerçekleştiren
ülkenin ekonomisinde sanayinin ağırlığı yüzde 22’lere geriledi. Avrupa borç
krizine girdi. Ülkede özellikle inşaat sektörünün hızlı yükselmesi, finans
sektörüyle atbaşı gitti. Ülkenin toplam borçluluğu milli gelirin yüzde 1000’ine
yaklaştı. Sadece finans sektörünün toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 600’ü
buldu.
Aşağıdaki grafikte
İngiltere’nin ve özellikle gelişmiş 10 ülkenin borçlarının dağılımını
göreceksiniz. İngiltere özellikle finansal sektörün borçları nedeniyle başı
oldukça ağrıyor. En son AB zirvesinde İngiltere Başbakan’ı Cameron’un Almanya
ve Fransa’yı karşısına alarak kararların altına imza atmamasında Londra Finans
Merkezi’ni korumak olduğunu herkez biliyor.
Uzun lafın kısası,
Brezilya tarım toplumundan sanayi ve hizmet sektörüne biraz emtia ihracatçısı
olmanın da verdiği rahatlıkla oldukça dengeli geçti. Ülkedeki basiretli yönetim
ülke ekonomisini olumlu yönde yönlendirdi.
BREZİLYA İNGİLTERE’Yİ GEÇTİ
Ekonomi ve İş Dünyası Araştırmaları Merkezi (CEBR),
gelişmekte olan ülkelerin batılı ülkeleri geçmekte olduğuna dikkati çekerek,
son dönemde dünya ekonomik görünümünün Asya ülkelerinin yukarı doğru
tırmanırken, Avrupa ülkelerinin gerilediğini gösterdiğini belirtti. CEBR, Euro
Bölgesi'ndeki borç krizinin çözülmesi halinde bölge ekonomisinin gelecek yıl
yüzde 0,6, çözülememesi durumunda ise yüzde 2 daralacağı tahmininde bulundu. İngiltere'nin
bu yıl ABD, Çin, Japonya, Almanya, Fransa ve Brezilya'nın ardından dünyanın en
büyük 7'inci ekonomisi olduğunu vurgulayan CEBR, İngiltere ekonomisinin 2016'da
ise Fransa'yı geçmesinin beklendiğine işaret etti. CEBR, Rusya ekonomisinin bu
yıl dünyanın 9'uncu, Hindistan'ın ise 10'uncu büyük ekonomisi olduğunu öngördü.
Rusya ekonomisinin 2020'de dünyanın 4'üncü, Hindistan'ın da 5'inci büyük
ekonomisi olmasını bekleyen CEBR, Almanya'nın ise söz konusu tarihte
7'inciliğe, İngiltere'nin 8'inciliğe, Fransa'nın ise 9'unculuğa gerileyeceğini
tahmin ediyor. Brezilya'nın nüfusu yaklaşık 200 milyonla İngiltere'ninkinden üç
kat daha fazla düzeyde bulunuyor. CEBR'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinin
sıralaması şöyle:
2011 2020 (tahmin)
1-ABD ABD
2-Çin Çin
3-Japonya Japonya
4-Almanya Rusya
5-Fransa Hindistan
6-Brezilya Brezilya
7- İngiltere Almanya
8-İtalya İngiltere
9-Rusya Fransa
10-Hindistan İtalya